Ad & Soyad: Stephén Colyn Colbert
Yaş: 11
Kişisel Özellik: Stephén, zeki fakat zekasını kesinlikle yararına kullanan kişi tanımına uymaktadır. Kıvraklığını, çıkarları için kullanır. İstediği şeyleri kesinlikle elde eder, sonuna kadar çabalar. Çevresinde ona yakın fazla insan yoktur. Olanlarda, Stephén'ın gerçekten sevdiği insanlardır. Ailesine çok önem verir. Küçüklüğünden beri kötü olaylarla karşılaştığında, soğukkanlılığını korumayı bilir. Kolay kolay kırılmaz yada üzülmez fakat karşısındaki insanı kolayca kırabilecek sivri bir dile sahiptir. İnsanlara emir vermeyi, liderliği sever. İnsanlarla kolayca konuşabilir, çekingen bir tarafı yoktur. Dışarıdan sert ve soğuk görünsede onu tanıyanlar, göründüğü gibi olmadığını söyler. Buna rağmen herkesle arasında bir sınır vardır, soğukluğunu korur.
Batıl İnanç: Yok.
Burç: Akrep.
Favori Ders: İksir.
Örnek Rp(en az 5 satır):
" Bay Colbert, efendim, Mrs. Colbert artık uyanmanızı rica ediyor ! "
Stephén, ev cinlerinin ciyaklamaya benzer sesiyle aniden uyanmıştı. Fakat hala başı kafasını kaldırmamış, gözlerini aralamış karşısındaki çirkin yaratığa bakıyordu.
" Öff, peki tamam, şimdi defol burdan ! "
diye homurdandı duyulması zor bir ses tonuyla. Cin muhtemelen " Tamam. " manasına gelen bir viyaklamayla, ardındanda belli belirsiz bir tıkırtıyla ortadan kaybolmuştu. Kalkmaya hazırlanırken bir an duraksadı; bugün Hogwarts'a giden trene bineceklerdi. İstasyonda Amy ile buluşacaklardı neyseki. Yolculuğu yanlız geçirmekten yada uzun tanışma merasimlerinden çok daha iyiydi. Üstelik yakın arkadaşlardı, ayrıca Stephén.. Doğrulurken kafasını iki yana sallayarak kendi kendine mırıldandı.
" Hayır hayır.. O benim yanlızca - arkadaşım.. "
Bu konu üzerinde kafa yormamaya çalışıyordu, O'na yanlış geliyordu - yada bunun Amy tarafından ters tepilmesinden korkuyordu. Derin bir nefes alarak yataktan indi ve tahmin ettiği gibi annesinin çoktan hazırladığı günlük kıyafetlerini üzerine geçirdi. Odadan çıkmak için kapıya yönelince, karşıdakş aynada kendisini görmüştü. Görüntüsüne bakarken dudak bükerek " Fena sayılmaz.. " diye geçirdi içinden. Aşağıda muggleların bulunduğu bir istasyona gidecekleri için ihtiyaçları olan basit bir arabanın motor gürültüsü duyuluyordu. Merdivenlerden inip bahçeye çıkarken arabanın arka kısmına yerleştirilen bavullarına baktı.
" Umarım eğlenebilirim - yada eğlenebiliriz.. "
~ K I N G ' S . C R O S S
1 saat içinde, King's Cross'a varmış, anne ve babasını başından savdıktan sonra zorda olsa Amy'i bulmuştu. " Hoşlanıyor muyum ? Sanmıyorum.. " diye geçirdi içinden kendini avutmak istercesine. " Hoşlandığın hiçkimsenin yanında bu kadar rahat hissedemezsin, sanırım. " İstasyon gitgide kalabalıklaşıyor, Amy ile Stephén bavullarının ağırlığını unutmuş kalabalığı nasıl aşacaklarını düşünüyorlardı. Etraf birkaç havalı büyük sınıf öğrencisi dışında, kendi yaşlarında heycanlı çocuklarla doluydu. Derin bir iç çekti, acab Hogwarts'da eğlenebilecekler miydi ? Amy ile aynı binaya seçilmek istiyordu - umuyordu en azından. Bu daha çok eğlenmesini sağlayaktı kesinlikle.
" Şu tarafta insanlar azalıyor, o tarafa gitmeliyiz, bence. Yolculuk uzun sürüyormuş - umarım sıkıcı geçmez. "
diye seslendi kalabalığın sesini bastırmaya çalışarak. Fakat Amy duymuşa benzemiyordu. Bulduğu aralıklardan süzülerek geçiyor, aradada etrafını kolaçan ediyordu. Bir kaç saniye içerisinde kendilerini trene atabilmişlerdi ; fakat rahatlamış değillerdi. İçeriside tıka basa doluydu. Koridorlarda zorlukla ilerlerlerken kompartımanların pencerelerinden içerie göz atıyorlardı bir yandanda. Heryer dluydu; kimilerinde 1 yada 2 kişi vardı. Fakat Stephén tamamen boş bir kompartımanda daha rahat deceklerini düşünüyordu, tabii bulabilirlerse. Tam umutsuzlukla yer bulamamaları hakkında yakınmaya başlayacakken, sağ tarafındaki kompartımanı farketti. Camındaki perde çekildiği için içerisi görünmüyordu. Aceleyle kapıyı açınca, boş olduğunu gördü. Amy'ide çağırarak içeriye tam anlamıyla dalmıştı. Kapıyı kız girdikten sonra kapatıp bavulunu üstlerindeki bölmeye yerleştirdikten sonra, koltuklardan birine oturup gevşemeye çalıştı. Karşısınada Amy oturmuştu.
" Merlin aşkına ne kadarda kalablık öyle değil mi? Tahmin etmiştim ama bu kadarını beklemiyordum... "
Stephén onaylacasına kafasını salladı.
" Bende, şu hale bak.. " dedi penceren dışarıdaki istasyonu göstererek. Hala aynı miktarda kalabalıktı. Hatta artma var gibi görünüyordu. " Kısa boylu olanlar ezilme tehlikesi bile geçirebilir. " diye düşündü Stephén, yüzüne alaycı bir ifadenin yayıldığını farkederek. Hemen toparlanıp tekrar kıza döndü. " O kadar açım ki ! Bir cadının şekerlemeler falan sattığını duydum. Umarım çabuk gelir. " diye mırıldandı sabırsızca.