Ad&Soyad: D'arcy Amoux D'anton
Yaş: 11(rp yaşı)
Kişisel Özellik:
Soğuk ve sinsi davranışları etrafı tarafından saygı gösterilmesine neden olmuştur. Hiç kimseye güleryüz göstermemiştir. Her zaman soğuktur. Kendisi ile çok içli dışlı olunmasını sevmez ve asla kimseyle içli dışlı olmaz! Soğuk davranışları ile birlikte kendine *büyük* havası verir. Her zaman her işini kendi kendine yapbilmeyi başarabilmiştir. Burnu çok havalardadır. Her zaman kendinin çok bildiğini düşünür ve kimsenin söylediğine inanmaz. Aynı zamanda gözü yükseklerdedir. Her zaman en başta olmayı ister. Çünkü ailesinden gelen bir özellik ile beraber buna alışıktır. İleride çok büyük bir adam olmayı planlamaktadır. Kibirliliği ile birlikte tanınır ve kibirli davranışlarından *asla* vazgeçmez. Birisinin ona soğuk davranması onu sinir eder. Karşısındaki kişiyi öldürmek ister eğer böyle bir durumla karşılaşırsa. Soğuk ve kibirli davranışları ile ailede ün salmıştır. Kendisine kötü davranan birisine kin tutar. En büyük özelliği de budur zaten. Kin tutmayı kolay kolay başarabilir. Ancak o kinini bırakmayı asla ve asla düşünmez. Bu davranışlarının yanında sevgilisinin yanıbaşında bir kedi gibi olur ve çok uslanır. Ona karşı çok töleranslıdır. Bütün kibirini, sinsiliğini ve soğukluğunu bırakıp sevgilisinin yanında upuslu, kibirsiz, ıcakkanlı ve canayakın olur.
Batıl İnanç: Yule balosu
Burç: Balık
Favori Ders: KSKS ve Sihirli Yaratıkların Bakımı
Örnek Rp(en az 5 satır):
Ortak salondan yukarıya doğru, yani yatakhaneye doğru ilerlemeye başlayınca kalbine bir sancı girdi. Bununla beraber içini bir heyecan, bir korku bürüdü adeta. Ruhunun derinliklerine işleyen şüphe ve rahatsızlık duygusu gözlerine bir pus düşürmüştü. Bu pus ile beraber kalbinin atışlarını hızlanmaya başlamıştı. Heyecanlanıyordu. Çok heyecanlanıyordu. Noel balosu, yule balosu... Dans... Kral... Kraliçe... Partner... Darchelle... Bir zincir gibi takip ediyordu birbirini kafasındaki düşünceler. Bu zincirin herhangi bir parçasını çıkarırsa-ki bu imkansızdı-bütün düzen bozulurdu. Her şey... Darchelle? Neredeydi bu kız? Gözleri onun sarı saçlarını ve sert, soğuk yüzünü arıyordu. Sarı saçlarını geriye doğru atıp zarifçe ve nazikçe yürüyüşünü arıyordu. Güzelliğini arıyordu. Hala devam ediyordu aramaya. Ama yoktu. Neredeydi? Hazırlıkta görememişti. Görevli değildi o halde. Ortak salonda yoktu. Yatakhanede olabilir. Evet orada olabilir. Ancak oraya giremezdi. Yasak! Yasak! Apollon ceza verir. Zindanlar... Gün geçirmek... Bu fikir ona hiçte iç acıcı bir fikir gelmiyordu. Zindanların soğuk ve kasvetli havasında zindanlar kadar hatta onlardan da fazla soğuk olan Apollon Pringle ile bir gün geçirmek... Gerçekten berbat olmalı.
Sağ ayağı sol ayağını düzensiz adımlar eşliğinde yanyana bir hareketle izliyordu. Dans ediyordu yürürken adeta. Dans derslerinde yaptığı iğrenç danslardan daha da güzeldi. Ritmikti. Hoştu. Özgündü... Yatakhaneye doğru ilerliyordu. Soğuk, taş merdivenlerden yukarıya doğru prova yaparak çıktı. Bir yandan çeyrek bir dönüş yapıyor diğer yandan sol ayağını öne, sağ ayağını yana ve tekrar çeyrek bir dönüş daha. Sağ ayağını havaya kaldırarak tam bir dönüş yaparak yatakhanenin kapısından içeri girdi. İçeridekilere aldırmadan kendi yatağına doğru ilerledi. Hoş bir yatağı vardı. Gerçekten hoş. Mavi yorganlarla bürünmüş ve üzerinde kartal olan desenli yorganını kızgınlık ve büyük bir hışımla açarak beyaz çarşaflı yatağına kendini zarif bir tüyün kuşun üzerinden yere düştüğü gibi bıraktı. Bırakmasıyla kafasındaki bir şimşeğin çakması ile birlikte kalkması bir oldu. Hazırlanmak... Balo için... Ne giyeceğim...
Yanyana dizilmiş üç tane sandığından en büyüğünü, en güzelini ve en genişini gözüne kestirdi. İçinde resmi kıyafeti olmalıydı. Bunu tahmin ederek bir mektubun mühürlendiği gibi kilitlenmiş kilidini zar zor açarak içindeki iğrenç kıyafeti çıkardı. Evet iğrençti. Gerçekten iğrenç. Neydi bu böyle? Böööğğ! "Ben bu kıyafeti asla giymem! Merlin'in pantalonu. Bu da ne?" Gerçekten korkunç bir kıyafetti. Bunu giymeyi aklının ucundan bile geçirmezdi. Giyerse Darchelle'ye ve diğer arkadaşlarına rezil olurdu. Herkes ona gülerdi. Herkes... Belki profesörler bile. Çünkü bu bir smokindi! SMOKİN!! Johnny smokinlerden asla ve asla hoşlanmazdı. Onlardan iğrenirdi. Ceket... Ceketin arkasında maymunlarda olduğu gibi bir kuyruk... Kravat gibi olan şey-adını bilmiyordu-... Ve daha iğrenç birkaç şey. Ama başka bir çaresi yoktu. Onu giymeden önce yanında aynı telaşla hazırlanan Eragon'a göz gezdirdi. Onu sevmiyordu. Ancak işi düşmüştü. "Darchelle'yi gördün mü? Nerede?" Ancak Eragon'da Darchelle'nin yerini bilmiyor gibiydi.
Önünde duran ve kuyruklu, uzun kuyruklu siyah ve gri renklerle bezenmiş smokini suratını bir karış asarak giymeye başladı. Ancak on dakikada giyebilmişti. Uzun bir zaman diliminin ardından smokinini giymenin rahatlığı ile birlikte saçını başını düzeltti. Aynasıyla baktığında kendini beğenmişti. Üstündeki kıyafet haricinde. Taş merdivenlerden aynı provaları yaparak ilerledi. Birinci derste öğrendiklerini yapmıştı. İkinci derste öğrendiklerini prova edecekti. Ortak salona inerek başladı. Önünde zarif vücutlu Darchelle varmış gibi elini beline ve diğer elini omzuna koyarak dans etmeye başladı. Hayali bir karakterle dans ediyordu. Bu ona biraz saçma gelmişti. Ancak Darchelle uçmuştu. Yoktu... Suratını asarak adımları çalıştı. Sağ ayağını sol ayağının önüne ve sol ayağını onun yanına atarak aynı hareketleri tekrarladı ve çeyrek bir dönüş. Bir çeyrek dönüş ile birlikte sağ ayağını sol ayağına paralel olarak kaldırarak yarım bir dönüş daha. Birkaç kez bunları tekrar ettikten sonra artık büyük salona inmenin vaktinin geldiğini düşündü.
Değişen merdivenlere yakalanmanın korkusu ile birlikte ortak salonun kapısını smokininin buruşmaması için uzaktan elini uzatarak açtı ve kuleden aşağıya doğru inmeye başladı. Etraf çok kalabalıktı. İçini büyük bir telaş bürümüş tüm öğrenciler koşar adımlarla ortak salonlarına, hazırlanan ve kendine tip tip bakan diğer öğrenciler ise büyük salona doğru yol almaya başlamıştı. Adımlarını yeterince yavaş tutmaya dikkat ediyordu. Sağ ayağını sol ayağının önüne ve sol ayağını sağ ayağının önüne ağır çekimdeymiş gibi atıyordu. İnmek istemiyordu. Ayakları onu geri geri götürüyordu. Korkuyordu çünkü. Çok korkuyordu. Korkusu için bir sürü sebep vardı. Darchelle? Nerede? Ya gelmezse? Noel balosu... Korkunç ve iğrenç. Kral ve kraliçe... İmkansız! Kafasındaki binbir türlü soru işaretlerinin yanıtını aramaya iniyordu salona. İçinde küçük bir umut vardı. Belkide Darchelle oradadır. Belki de değildir. Bardağa hep boş tarafından bakmayı seçenlerdendi. Dolu diye bir şey yoktu onun için. Olması da güçtü zaten.
Yaptığı tek iş yavaş adımlarla yürümek ve gözlerini elinde Köpek dişli frizbi ile oynayan çocuğa dikmekti. Ellerini yavaş yavaş portrelerin seyrek olduğu duvara sürttü. Portreler de kendi aralarında konuşuyordu. Büyük bir fısıltıyla. "Hey her zamanki gibi bu akşam okulda noel balosu var. Acaba kral ve kraliçe kim olacak?" Birbirlerine merakla, sürekli bu soruyu soruyorlardı. Onlara aldırış etmeden köpek dişli frizbisini ellerinin arasında çeviren çocuğa baktı. Bir yandan da elinde melon bir şapka çeviriyormuş gibi hareket ettiriyordu ellerini. Çocuğun bir hamlesi ile hareketlendi. Elindeki frizbiyi havalandırmıştı. Quiddtich sahalarında süzülen hızlı ve altın snitch gibi süzülüyordu ortalıkta. Tek eliyle gözlerinin ucundan geçen frizbiyi yakaladı. Onla aynı yaşta olmasına rağmen boyu biraz daha uzundu. Dişler epey bir keskindi ve frizbinin dişlerinden salyalar ortalığa saçılıyordu. Johnny frizbiyi ilk defa görüyormuş gibi etraflıca inceledi ve tekrar yanındaki çocuğa verdi.
İkinci katın merdivenlerinden büyük salonun girişi yarım yamalak gözüküyordu. Adımları onu geri geri götürse bile gayret ederek ağır adımlarla kalbinin sesini dinleyerek merdivenlerden aşağıya indi. Merdivenin basamakları yok oluyordu. Merlin'in pantalonu! O anki korkuyla geri geri kaçtı. Güç olsa bile kurtulmuştu. Yeniden oluşmasını beklemek dakikalarını yemişti. Ancak kısa bir zaman sonra büyük salonun meşe kapısına varmayı başarmıştı. "Nihayet." Büyük bir oh çekerek kapıda beklemeye başladı. Korkuyordu. Dans edememekten korkuyordu. Yaparsın! Hayır yapamam. Yapabilirsin! Sen yap. Umutsuzluğa düşme! Nasıl düşmeyeyeyim? Neden? Darchelle yok! Evet yok, ancak gelecek. Ya gelmezse! Saçmalama! Gelmeyebilir, bir işi olabilir, gelmek istemeyebilir. Gelicek, göreceksin. Beyninin içinde yankılanan bir ses ile Johnny kavgaya tutuşmuştu resmen. Kalbi ona özgüven vermeye çalışıyordu ancak beyni buna karşı çıkıyordu.
Kapıda yığılmış ve içeriyi merak eden bir öğrenci grubunun arasına dalıverdi. Profesör McGonagall ve Sophia'yı beklemeye koyuldu. Kısa bir zaman diliminin ardından arkasına müfettişi almış bir halde Profesör McGonagall tüm şıklığı ve zarafeti ile birlikte geliyordu. Kapıyı açarak tüm öğrencileri bir el hareketi ile birlikte içeri davet etti. O anda kapı içeriye doğru kusuyormuş gibi oldu. Bir öğrenci yığını aralarında yüksek seslerle konuşarak ilerliyordu. Büyük salonu görmüştü. Merak etmiyordu. Bu nedenle içeriyi süzmeden profesörlere bakmaya başladı. İlk gözüne çarpan onu ilk gördüğünde profesör olmasa dev zannedebileceği Profesör Wolfgang olmuştu. Çünkü masada en büyük yeri o kaplıyordu neredeyse. Müfettiş Sophia ve Profesör McGonagall yanyana oturmuşlardı. Profesör Charlotte ve Profesör Angelina Profesör Wolfgang'ın yanındaydılar. "Yazık!" Mırıldandığı kelimeleri kimsenin duymamasından emin olmak amacıyla etrafına bakındı. Profesör Wolfgang dev gibi vücudu ile resmen Profesör Charlotte ve Angelina'yı eziyordu. Kapının açılmasının ardından içeriye türlü türlü binalardan türlü türlü elbiseler giymiş kişiler girmeye başlamıştı. Bunlardan birisi ise Lily idi. Lily... Çok güzel ve epey bir şık olmuştu. Yanına giderek partnerinin kim olduğunu soracaktı. Ama soramazdı. Ayıp olurdu. Büyük ayıp. Belki de yoktu. Belki de vardı. Yanına gitti. "Merhaba Lily, Darchelle'yi gördün mü?" Yine aklına o gelmişti.
Out: Başka bir sitede yaptığım örnek bir rpdir...