Ad&Soyad: Chloe Lily Black
Yaş: 11 (rp)
Kişisel Özellik:Kendinden emin ve yaptıklarının arkasında durmayı becerebilen,eğlenceyi seven,mızmızlananlardan hoşlanmayan,önyargılı olmamaya çalışan,kalıplaşmaktan hoşlanmayan,belli bir tarzı olmayan,gerektiğinde soğukkanlılıkla davranabilen,mantıklı bir yapısı vardır.Az da olsa lider bir ruha sahiptir.Bir konuda başı çekemese bile emir almak ona zor gelir.Özverilidir,bir işte elinden geleni yapmaya çalışır.Ama bunun kendi isteğiyle olması gereklidir.Ders çalışmayı sevmez.Dikkatli bir dinleyicidir.Derslerinde de başarılı olması için dikkatli bir şekilde dinlemesi yeterlidir.Güvenilebilirdir,sır tutmada iyidir -tabii söylenmesi gereken bir durum yoksa...-.
Batıl İnanç: --Yok--
Burç: Boğa
Favori Ders: Aritmansi
Örnek Rp(en az 5 satır):
Chloe, gecenin bir yarısı aşağıdan duyduğu seslerle uyanmış, sessizce aşağı iniyordu. Aşağıdakinin seslerin sahibinin bir yabancı olmasına imkân yoktu çünkü hiç çekinmeden hareket edebiliyor, özgürce ses çıkartıyordu."Lumos" diye geçirdi içinden. Asasına dolan ışıkla salona girdiğinde annesiyle babasını gördü.
— Anne, baba ne yapıyorsunuz? Yine mi çarpışma var?
O,savaşta tarafsız olmayı tercih ediyordu. Bulanıkları sevmese de, onlardan nefret etse de, onları büyücü dünyasından atmanın kayıp vermeden bir yolu olmalıydı ona göre. Ama savaşmak için bir nedeni olsa farklı olabilirdi belki de... O gece sanki aklından geçirecek başka bir şey kalmamış gibi bunu geçirmişti işte.
— Evet, Chloe. Geç dönebiliriz. Bir haftaya kadar sürebilir. Sen sadece evde bizi veya bizden bir haber bekle.
Babası Chloe'nin fazla başına buyruk olduğunu bildiğinden bütün bunları üstüne bastıra bastıra söylemişti. Chloe "Tamam" diye mırıldansa da, iki günden fazla sürerse kesinlikle bir şeyler yapardı. Babasının yüzüne bakmadan düşünüyordu tabii. Gerçi, o birinin yüzüne bakmadan düşünür, konuşur veya cevap verirse daha kötü olurdu bunu babası da biliyordu ama bu sefer bir şey söylememesine şaşırmıştı. Yukarı çıkarken ardı ardına iki tane cisimlenme sesi duydu. Saat sabahın dördüydü. Arkasına bakmadan odasına gitti ve kapıyı kapatıp uykuya daldı. Ertesi sabah uyandığında gelmelerini umarak boş eve “Günaydın” dedi neşeli bir sesle.
Ancak o cevap olarak bir ses beklerken, koltuğa kıvrılmış kedisinin mırıltısı gelmişti.
- Ah, pekâlâ blöf yapmıyorlarmış. Umarım doğum günüme kadar gelirler.
Dedi yüksek sesle. Sanki onu duyacak biri varmış gibi. Mutfağa geçtiğinde cinleri Patty çoktan kahvaltıyı hazırlamıştı bile.
- Miss Black, bir şey isterler mi efendim? Kahvaltınızı hazırladım, beğenmediyseniz başka bir şeyler de hazırlayabilirim efendim. Ne içmek istersiniz efendim?
Efendim, efendim vs… Chloe’nin bu laftan artık neredeyse beyni uyuşmuştu.
- Tamam, Patty, git ve kıyafetleri ütüle. Ütülediysen bir daha ütüle. Ben çağırana kadar! Tamam mı ?
- Elbette efendim. Efendimin her lafı emirdir efendim.
Dedi ve hemen yukarıya cisimlendi cin. Günler nedense büyük bir hızla geçiyordu. Chloe, annesine ve babasına her zaman saygı duyardı. Ve bu yüzden evden çıkmamıştı bu sefer. Çünkü bu sefer durum ciddi gibiydi. Chloe, her gün yaptığı gibi kalkıyor, bazen Patty’e kızıyor bazen de kedisi Leasty’e ve zaman akıyordu. Ertesi gün doğum günüydü.
Yarın gelmeleri umuduyla odasında uykuya daldı. Gece yarısı bir cisimlenme sesiyle irkilerek uyandı. Cisimlenenlerin iki kişi olmasını bekliyordu. Ama bir ses duyunca annesinin veya babasının yaralandığı düşüncesi aklına geldi ve korkarak aşağı indi. Başkasının cisimlenme ihtimalini düşünemiyordu bile çünkü bu ancak evdeki yabancılara karşı olan anti-cisimlenme büyüsü kırıldığında olabilirdi.Bunun da sadece bir yolu vardı.”Yoo” diye fısıldadı.Mümkün olabilir miydi ?Yine saçmaladığını düşündü.Daha aşağıya bile inmeden bir sürü saçma sapan senaryo yazmıştı.Merdivenden inerken salonun ortasında annesi ve babası gibi ölümyiyen olan ama kendisinden yalnızca iki yaş büyük Ryan’ı gördü.Sakin olmaya çalışarak
- Hey Ryan.Ne oldu?Imm.Bir de büyüyü nasıl kırdın?”
- Chloe,bunu söylemek benim için bile zor.Çünkü sözkonusu olan çok yetenekli büyücüler ancak…
Ryan lafının devamını getiremeden Chloe atladı:
- Onlara bir şey olmadı değil mi Ryan?Doğruyu söyle olmadı değil mi?
O sırada saat 12’yi bir geçmiş, Chloe birinin daha doğrusu birilerinin gelmesini bekliyor. Ama sadece Ryan konuşmasına devam ediyordu:
- Chloe sakin ol, annen ve baban savaşta öldüler.
Ama Chloe kendine hâkim olamamıştı. Asasını Ryan’a doğru savurdu. Çocuğun başından kan sızıyordu. Ama o hiç endişelenmedi. Nasıl olsa birkaç dakika önce reşit olmuştu.
- Nasıl bu kadar sakin olabilirsin Ryan? NASIL! Kim yaptı söyle bana? Lütfen?
Bu arada onun başından sızan kanı tekrar görüp irkilince, iksir dolabına gitti ve oradan aldığı iksiri ona içirtti.
- Tamam, beş dakikaya bir şeyin kalmayacak. Şimdi bana anlatır mısın? Lütfen…
Bu sefer ona yalvaran gözlerle bakıyordu. Hayattaki tek yalvaran bakışı olacaktı belki de bu çünkü en sevdiği iki insanı kaybetmişti. Ryan derin bir nefes alarak ve yeni bir lanet yememek için dikkatli bir şekilde konuşmaya başladı:
— Bak, Chloe. Savaş, bu sefer gerçekten çok kanlıydı. Bir sürü ölen oldu. Annen ve baban da savaşın ön saflarındaydılar. Bir anda kendilerini Özel Hedef Çemberi’nin ortasında buldular. En iyi seherbazlar vardı. Sonları, sonları üzgünüm ki kaçınılmazdı.
- Peki sen? Sen nasıl kurtuldun? Hem bu Özel Hedef Çemberi, Ölümyiyen Çemberi gibi mi?
- Evet, Ölümyiyen Çemberi gibi… Benim nasıl kurtulduğuma gelirsek, ben o çemberin hedefinde değildim Chloe. Biraz ileride diğerleriyle savaşıyordum. Bu savaşta annen ve baban gerçekten özel hedef gibiydiler.
Chloe,Ryan’a inanmıştı ki,başka çare göremiyordu zaten.Bu arada dört gün önce annesi ve babası giderken dilediği dilek aklına geldi.Lordun tarafına katılmak için geçerli bir sebep istemişti ve işte lanet olsun ki o sebep tam da doğumgününde hediye gibi önüne sunulmuştu.Ryan ayağa kalkmış gitmeye hazırlanırken ona seslendi:
- Hey Ryan.Ne yapmam lazım?
- Ne için Chloe?
- Ne için olacak? Size katılmak için… Ne yapmam lazım?
Ryan sanki ona bu soruyu bekliyormuş gibi baktı.
- Emin misin peki? Gerçekten?
Chloe eminim dercesine başını salladı.
- Pekâlâ, öyleyse gel benimle. Katılman kolay olacak, çünkü zaten ailen tarafından dolaylı olarak güven kazanmış durumdasın. Ve ayrıca buna ters düşecek bir şey de yapmadın. Ve ikna edilmesi gerekenlerin listesindesin. Eminim ki kolay olur.
Chloe,ikna edilmesi gerekenler lafını duyunca şaşırarak ona baktı.Ryan ise hiç şaşırma gibi bakarak karşılık verdi.Ve ikisi karargaha,yani değiştirilemeyecek kararlara doğru cisimlendiler
NoT: Başka bir sitede yaptığım bir rp'dir.